Kesme taştan ve dikdörtgen planlı olarak inşa edilen yapının en dikkat çekici bölümü, mihrabını süsleyen Tekfur Sarayı üretimi çinilerdir. Duvarlardaki diğer çiniler ise 1940’lı yıllarda çalınmış ya da tahrip olmuştur. Tekkelerin kapatılmasının ardından cami uzun süre kapalı kalmış, 1950’lerde semt halkının girişimi ve Vakıflar İdaresi’nin desteğiyle onarılarak 1960 yılında yeniden ibadete açılmıştır. 1986’da kapsamlı bir onarım daha geçirmiştir. Kıble yönünde bir güneş saati bulunan cami, sade yapısıyla dikkat çeker; çatısı düz ve kiremit kaplıdır. Bahçesinde sonradan yapılmış küçük bir süs havuzu bulunur.

Caminin bir dönem Osmanlı şeriye mahkemesine ev sahipliği yapması, bulunduğu caddenin “Mahkemealtı” adını almasına da neden olmuştur.